26 April 2012

Esat Şirin Bebe

Tunalı Hilmi yürüyüşümüzü Esat Caddesi'ne dönerek devam ettirdik bir süre. Sağda birkaç oyuncak mağazasını geçtikten sonra, Migros'a gelmeden önce Şirin Bebe'yi mağaza önüne çıkarttığı askılardaki ürünlere takılınca keşfettik. İlk defa, tamamı yerli malı ürünlerle dolu bir mağaza görmüş olduk. Giyim ürünlerinin tamamı yerli malı. Üstelik oldukça da sevimli ve güzeller. Fiyatlar da olması gerektiği gibi. Oldukça makul. Sadece bir yada iki ay giyeceği bir tuluma ödenecek bedelin makul olması şart bence. Belki Ece ileride daha uzun süre aynı bedende kalacağı yaşlarda daha farklı seçimler yapabiliriz ama Ece'nin annesi onu şu aralar bir oyuncak bebek gibi giydirip süslemeyi çok sevdi ve bunu da çalışmadığı için hesaplı yapmak durumunda. Ne mi aldı buradaki askılardan? 

                   Elbise 10,00TL, Şort Tulum 17,00TL (04.2012)

Mağaza görevlileri oldukça da ilgili davrandı Ece'nin annesine. Ece uyuduğu için alınanları göremedi ama eminim bu yaz üzerinde beğenecektir. Ürünlerin üzerinde fiyat yazmıyor olması biraz rahatsız edici olsa da, hepsini tek tek sorsanız bile asılmayacağını fark ettiğiniz yüzler nedeni ile alışveriş için rahat bir mağaza. Ben tek tek sordum, oradan biliyorum. Belki de bu sebepten, yazın hangi bedende olacağını bilemediğim Ece için yazlık alışveriş yapmış olabilirim.

Bir sonraki Esat Caddesi yürüyüşünde, yine uğrarız bence.







Tunalı Hilmi CMR


Tunalı Pasajı'nın içinde CMR. Sol kapıdan içeri girdiğinizde giriş kapısında bitiyor koridor. Yeri az, ürünü çok olan mağazalardan. Bu sezon ikinci gelişimiz. Ece'nin yazın hangi bedende olacağını hala bilemediğimiz için yine göz gezdiriyoruz sezon ürünlerine. Bazı ürünlerin tükenmiş olduğunu görünce biraz hayıflanıyorum ama yapacak bir şey yok. Ece'nin anneannesi de benim beğendiğim gri tonlu şort tulumlar yerine çingene pembesi olanları gösterince alışverişsiz çıkmak durumunda kalıyoruz. 

Ece ile anneannesi mağazanın ortalarında diğer müşterilere takılıp ilerleyemeyince, mağazanın sahibi olduğunu düşündüğüm bayan ile hoş bir sohbete başlıyorlar. Konu Ece'nin -kibarca- pekliği. Anneanne çözüm arayışı içinde tabi ki. Ece'nin annesinin bir önceki gece sadece 1,5 saat uyumuş olması, yüzündeki ifadeden ve gözlerinin altına çöken panda makyajından okunuyor. Çeşitli öneriler üzerinde tartışılırken Ece'nin annesi gülümseme ile teşekkür ederek ayrılıyor mağazadan. Yine de ilgiden memnunuz. Verilen pratik bilgiler ve alışverişsiz çıkmış olmamıza rağmen yüzdeki gülümseme sebebi ile sonra yine geleceğiz. 


Tunalı Hilmi Libas


Bebek arabası ile Libas bebe mi? Unut gitsin. Yani eğer yalnızsan. Şöyle kafanı vitrine çevir ve ağır adımlarla ilerlerken, beğendiğin bir şeyler olsa bile merdivenleri hatırla ve vazgeç. Yanında eşin dostun varken gelir bakarsın sonra. Biz Ece'nin anneannesi yanımızda iken bile epey zorlandık. Önce kaygı ile baktık merdivenlere. Sonrasında iddialı bir çifti izledik inerken o dik yokuştan aşağı ve karar verdik arabanın ucundan ben, arkasından anneanne kaldırmak sureti ile aşağı inmeye. Bu arada mağazada görevli beyefendiyi bizi izlerken bulduk. Sağ olsun bekledi ve izledi bizi ilgiyle. İçeri girince de 1 metre arkamızdan takip ederek kolladı bizi mağaza turumuz boyunca. Biz mi ne yaptık? Kaçarak çıktık. Bu sefer ben yokuştan ittim arabayı, anneanne de merdivenlerden çıkarken kenarından tuttu. Bir daha mı? Ancak Chicco'larda %90 indirim olursa...

Haziran 2012
Çok büyük konuşmayacaksın. Yine Tunalı Hilmi Caddesi turu yaparken dürtüldüm Libas'a girmek için. Yine Ece'nin anneannesi ile birlikteyim. Merdivenlerden aşağıya kaygılı kaygılı bakarken mağazanın içinden bir beyefendi koşarak karşıladı bizi. Hemen bebek arabasını benden alıp indirdi Ece'yi aşağıya. Çok hoş bir sohbet ile geçti alışverişimiz. Aslında sadece fiyat bakacaktım. Bir de Chicco'nun kırmızı pike bir elbisesini arıyorum Ece için. Bulamadık ama sohbetten aldığımız keyif yüzünden alışveriş yaparak çıktık. Dedim ya, büyük konuşmayacaksın...

Tunalı Hilmi Benetton


25 Nisan günü yine Tunalı Hilmi Caddesi'ndeyiz. Bu sefer Ece'nin anneannesi ile. Harika bir hava var. Kuğulu Park turumuzu tamamladıktan sonra Küçükesat'a doğru önce biraz sol koldan sonra da sağ koldan yürüyoruz. İlk olarak karşımıza Benetton çıkıyor. Hadi bakalım diyoruz ve ilk etap olan yüksek merdiveni, arabanın ucundan ben, arkasından annem kaldırmak sureti ile kendimizi mağazada buluyoruz. 3 adım ötemizde bulunan bebek reyonunda yeni sezon ürünleri inceleyip, merserize hırkaları indirimde bakılmak üzere tespit edip çıkıyoruz. Mağazadaki görevliler yerlerinden kıpırdamıyorlar. Dikildikleri tezgahların arkasından Ece'ye selam veriyorlar ama tek bir adım atmıyorlar. Ne biz mağazaya girerken yardım etmek için, ne de çıkarken. Tabi ki ben söylenip duruyorum kendimce. Panora Benetton'a gider alışveriş yaparız, daha kolay olur diyorum anneme. Annemin dikkati bebek arabasında ve kalabalıkta olduğu için söylenmelerim havada ve desteksiz kalıyor. 

Kuğulu Park

Şu bankların dili olsa da konuşsa derler ya, iyi ki yok tabi. Gençliğimin hatıraları birikmiştir o banklarda ve bence ilelebet de konuşmasalar iyi olur. Elimize gitarı ve 8 büyük pil ile çalışan Casio HT 3000 klavyemizi alıp merdivenlerde şarkılar söylediğimizi herkesin bilmesine gerek yok tabi. Yani en azından Livaneli, Yeni Türkü, Nilüfer ve Kayahan'dan oluşan o şahane repertuarı da paylaşmamıza gerek yok. 

Konuşsa o banklar; acaba beni bebek arabası ile görünce ne derlerdi ki: "Gel merak etme, yine de burayı seversin, hiçbir şey değişmedi ki" derlerdi herhalde. Nasıl değişmedi?

Bu sefer elimde Kıtır'dan, paylaşılmak üzere alınmış bir kumpir yerine Ece'nin bezlerinin olduğu çanta var. Yanımda da erkek arkadaşım yerine annem. 16'dan 36'ya varınca gelinen durumun özeti budur. 

Güzel bir bahar günü ve Ece ile Tunalı Hilmi'de gezme planı yaptık anneannesi ile. Kuğulu Park'tan başladık elbet. Bebek arabası ile Tunalı Hilmi Caddesi tarafından girdik. Birkaç basamağı arabayı kaldırmak sureti ile atlayarak havuz kenarına geldik. Havuzun etrafını dolaşıp çıktık. Çıkarken yüzümde tarif edilemez bir gülümseme vardı. Ece'nin anneannesi de mutlu olmuştu. Hava güzel, park kalabalık ama çok canlıydı. Bu yaz birkaç kez daha geliriz herhalde. Kesinlikle bebekliler için de çok uygun bir parkur. 

Kim bilir, belki korktuğumuz gibi olmaz ve belediye hiç müdahale edemez de, ileride ördeklere simit de atabilir Ece. Hatta belki o da gelir banklarda şarkılar söyler..kız arkadaşlarıyla tabi:)
 


Haziran 2012
Yine Kuğulu Park'tayız. Bu sefer Ece'nin sevgili yengesi Olça Bora ve en sevdiği teyzelerinden biri olan Ferda Yetişer ile birlikte. Elimizde dondurmalar ile parkın tadını çıkartıyoruz. Ördek yavrularını seyrediyor, Ece'nin oksijen alışına eşlik ediyoruz. Tunalı'da gezmek için şahane bir gün. Ne var ki Ece bu aralar biraz sıkıntılı. Yaza geçiş bünyede biraz rahatsızlık verdi. Yemek yemez oldu, yüzü gülmez oldu. Geçecek elbette. Biz de o neşelensin diye elimizden geleni yapıyoruz. Eve sığmaz olduk. Atıyoruz her fırsatta kendimizi dışarı.

Bugün Ece'nin yengesinin de annesinin de tadı yok aslında. Ferda teyzesi onlara ilaç gibi geliyor. Neyse ki gülen yüzü ile hep o var yanımızda. İlk park yürüyüşünü de onunla yapıyor kızımız...
 
 
 




24 April 2012

Panora Kapbula

Organik ürünler ile bir kolaksiyon oluşturmuş Kapbula. Bu Ece'nin annesine pek şart gibi gelmiyor nedense. Galiba sebebi, organik denince bir ürüne, pahalı olmayı hak ediyormuş muamelesi yapılması. Bu yiyecek için de geçerli, giyim için de. Ece'nin pek organik ürünü yok tükettiği. Ece'nin ailesi yiyecek alışverişinde oldukça hassas ama organik kelimesinden rahatsız. Nerede iyi yiyecek var derseniz Ece'nin anne tarafı, peşinden oraya gider ve sınır tanımaz. Özellikle dedesi, yurdun dört köşesini gezer ve damağını tatlandıracak yiyeceği bulana kadar durmaz.. Ama kıyafette öyle değiliz. Galiba buna biraz süre gerekecek. Haftada belki bazen 3 kez yıkanacak ve ancak 1 ay giyilebilecek bir tulumun naylon olmadığı, pamuklu olduğu sürece organik olup olmadığı ne kadar önemli bilemiyorum. 

Mağaza oldukça küçük. Bebek arabanızı neredeyse dışarıda bırakmanız gerekiyor. Bir de fazla ilgi var mağazada gelen müşteriye. Öyle rahat rahat burada ne satılıyormuş diye bakamıyorsunuz. Yerli üretim olması sizi çok mutlu ediyor ama belki de o sırada böyle bir tanıtım istemiyor olabiliyorsunuz. Banyo ürünleri çok güzel kokuyor ve iyi de tanıtıyorlar ama dedim ya, belki o an bu kadar sohbet çekmiyordur canınız. iki kez girdik mağazaya, yani kapısında durduk, ikisinde de tanıtım sohbetinden ürünlere bakma şansımız olmadı. Bir şans daha tanırız belki ileride.

Joker AnkaMALL


Bence ışıklandırmadan olsa gerek, bu mağaza da AnkaMALL'deki diğer bebek mağazaları gibi sizi alışverişe teşvik edici değil. Oysa aynı mağaza Cepa içinde de var ve orada alışveriş çok zevkli. Geniş bir kapıdan içeri girdiğiniz mağazada en büyük avantaj, her türlü malzemeye ulaşabilme ihtimaliniz. Beslenme, oyuncak, giyim, kitap, bebek arabası, oto koltuğu. Herşey var. Bebek arabası ile gezmek ise oldukça rahat. Satış personeli de arkanızda dedektif gibi gezmiyor, dolayısı ile ferah ferah gezebiliyorsunuz. 

Kanz ANKAMall


Bebek mağazaları ANKAMall'ün zemin katında ve yan yana. Ne yazık ki hepsi de küçük küçük. herhalde bu sebepten pek de alışverişe teşvik edici değiller galiba. Kanz'da bebek arabası ile gezmek, eğer içeride bir iki müşteri daha varsa biraz imkansız. Sağ taraftaki bebek ürünlerine boynunuzu uzatıp bakabilirsiniz ancak. En azından küçük bedenler burada biraz daha öndeler. Dolayısı ile çok arka taraflara ulaşmaya çalışmadan tamamlayabilirsiniz alışverişinizi. Mağaza girişinde yede sergilenen ürünlere çarpmamak ustalık gerektiriyor. 

Bu mağazanın tarzını beğeniyorum. Çok fazla seçenek olmasa da ürünleri oldukça zarif ve Ece'nin, şimdilik annesi tarafından belirlenen, tarzına gayet uygun. İndirime girdiklerinde çok çok daha makul oluyor fiyatlar ve indirim uzun süre devam ediyor. Erkek bebek ürünleri de oldukça güzel. Özellikle hastane çıkışları var kutulu olarak satılan, onlar hediyelik olarak tercih edilebilir. 

Mothercare ANKAMall


Mothercare'ların nasıl işletildiğine dair hiçbir fikrim yok. Ne yazık ki aralarında çok fark var. Galiba AnkaMALL'de bulunanı en başarısız işletileni. Mağazanın küçüklüğü ve satış personelinin ürün bilgisizliği bir anda sizi sanki başka bir markanın mağazasında hissettiriyor. Yani Mothercare adına pek de yakışmayan bir görüntüsü var buranın. İki yada üç kez alışveriş girişimim oldu ve hepsinde de mutsuz oldum. 

Bebek yatağı almak üzere gittiğimde bana hepsini katalogdan gösterebileceklerini söylediler ve ben de kabul ettim. Mağazanın büyüklüğü bütün ürünleri sergilemeye müsait olmayabilir. Kasada duran bayan katalog bulmakta güçlük çekti önce. İçeriye seslendi ve katalog geldi. Sonra katalogdan ürünlerin yerini bulmakta zorlanınca ben aldım elime. Sezon başında zaten bakmıştım ve evde de bir tane vardı. Derdim istediğim ürünün fiyatını öğrenmek. Bulup gösterdim. Bayan da içeri seslendi yine. Fiyat bulundu. Peki ne zaman alabilirim dedim. Cevap mı: Bizde yok ki. Peki, nereden alabilirim. Cevap mı: Gidip soracaksınız diğer mağazalarımıza. Bu mudur büyük isim olmak bilemedim ben doğrusu. Galiba bir daha da buraya gitmedim. Çok da haksız sayılmam bence.

Personel yeni olabilir, eğitimde olabilir. Mağaza küçük olabilir. Hepsi kabul. Bilgisizlik kabul değil. Bir katalog kaç günde öğrenilebilir ki en fazla? 

18 April 2012

Bebeğinizin İlk Yılında Sizi Neler Bekler



Bebeğinizin ilk yılında sizi neler bekler okuyoruz şimdilerde. Kitabımız Volga ve Serkan Yalız'ın Ece'nin annesine doğum günü hediyesi. Bu kitabı da doğumdan önce okumanızı tavsiye ediyor Ece'nin annesi çünkü doğumdan sonra epeyce okuyacak vaktiniz olmuyor. Unutun yani o sabah kahvaltısındaki gazete keyfini falan. Epeyce dünya sadece sizden ve hatta sadece bebeğinizden ibaret olacak. Etrafınızda insanlar kendileri ile ilgili belki de çok önemli hikayeler anlatacaklar ve siz dinliyor gibi görüneceksiniz, hem de başarılı bir şekilde. 

Ece'nin annesi ancak 4.ayda alabildi eline kitabı ve bir süre okuduktan sonra Ece'nin babasına koşarak: "Kızımız dahi değilmiş ki, hepsi beklenen hareketlermiş. Burada hepsi yazıyor" dedi. Siz de eğer Ece'nin annesi gibi ilk bebeğinizi büyütüyorsanız, heveslendiğiniz IQ testi öncesi mutlaka kitaba göz atın.


Kitaplar



Bebeğinizi Beklerken Sizi Neler Bekler


Bebeğinizin İlk Yılında Sizi Neler Bekler

Çocuğunuz Büyürken  Sizi Neler Bekler

7/24 Anneye Güvenli Bağlanma

Evde İlk Yardım Kılavuzu

Gerçekten Beni Duyuyor Musun?

Çocukluğa Geçiş Sorunlarına Mucize Çözümler

Besleyici ve Lezzetli Çocuk Yemekleri 
İyi Uykular, Tatlı Rüyalar El Kitabı
İlk 100 Sözcük 


Bebeğinizi Beklerken Sizi Neler Bekler


Bebeğinizi beklerken sizi neler bekler kitabı, serinin ilk kitabı. Ece'nin annesine bu kitap Sibel Alev teyzesinin hediyesi. Başta çok reddetti Ece'nin annesi bunu okumayı. Aslında konu ile ilgili hiç kitap okumak istemedi. Herhalde ne kadar cahil olduğu ortaya çıkacak diye korktu. Ya da onu nelerin beklediğini bilmesin de sürpriz olsun istedi. Ne bileyim? Sonunda dayanamadı ve okudu. E insanlar soruyordu şimdi sırada ne var diye, o da öğrenmek zorunda kaldı. Epeyce geriden geldi, yani geç başladı okumaya. Bir de baktı ki, başına gelen her şey orada yazıyor. Ancak o zaman prim verdi kitaba ve bilginin ağırlığı altında kabullendi başına gelecekleri.  

Her şey yazıyor derken şaka yapmıyorum. Bu ay denge kaybedebilirsiniz dediği ay düştüm. O derece yani.


Tommee Tippee, Sangenic, Çöp Kutusu

Şimdi soruyorsunuz tabi şart mı böyle bir çöp kutusu diye. Değil elbet dememi bekliyorsanız da bence şart. 

Hastaneden eve çıkışımızın ikinci günüydü, Mete'yi aradım:" Dışarı çıkamıyorum, gelirken bir bebek bezi çöp kutusu alabilir misin?" Cevap korkutucu: "Olur, babanla birlikteyim zaten, hallederiz." Şimdi bunun neresi korkunç derseniz; bizim ailede bir imalatçılık geni var. Ne görsek, biz bunu yaparız, hatta daha iyisini yaparız diye düşünürüz. Yaparız da:) Mete'de de bu gen var. Babamla birlikte üretemeyecekleri proje yok yani. Hemen önlemimi alıp: Yalnız lütfen birşeyler üreteyim demeyin, bebek mağazasına gidip sorun ve oradan alın."diyorum. Tabi ki tatları kaçıyor ve annemi arıyorlar.1 saat geçmeden annem, Tunalı Hilmi Mothercare'daki satış personelini telefona vermiş derdimi anlattırıyordu. Öyle bir kadındır benim annem de. Hemen çözdü sıkıntımı. Üstelik bir arabası da olmamasına rağmen o koca kutuyu bana getirdi. 

Geliş hikayesi bu olan çöp kutumdan memnun muyum? Eğer siz de benim gibi bebeğinizin altını açmışken elinizin altından kayıp gideceğinizi düşünüyorsanız (ki benimki gidiyordu, yakaladım), eğer sizin de alt açma üniteniz ileride yatağınızdan ayrılacak olan şifoniyer üstünde ise bence elinizin altında bir çöp kutusunun bulunması şart. Bebek mağazalarından alınan çöp kutularının içindeki sistem, bezin kokusunun dışarıya çıkmasına engel oluyor ve her gün kutuyu boşaltmak zorunda kalmıyorsunuz. Yaklaşık 20-22 bez alıyor içine. Bebek ile benim gibi tek başınıza ilgilenecekseniz eğer, ihtiyacınız olan her şeyin elinizin altında olması gerekiyor. 




17 April 2012

Halıköy, Nepal Halı

Halımızı Siteler'de bulunan Halıköy'den aldık. Böyle söyleyince sanki gidip kolayca almışız gibi geliyor kulağa. Öyle olmadı elbette. Hamile benin zaten hormonları farklı çalıştığı için bir özenme hali geldi halıyı seçerken. İki anneyi de aldım ve kendimizi Siteler'e attık. Ağustos başıydı sanırım. Sıcaklar korkunçtu. Ya da bana öyle geliyordu artık. Siteler zaten normal hava koşullarında bile kolay gezilen bir bölge değildir. Trafiği canınızı okur. Olsun. En çok çeşit orada olur diyerek vardık, bebek odası satan mağazaların bulunduğu Kartalcık Sokağa. Birkaç tanesini gezdik ve hayal ettiğim şeyin buralarda olmadığı kanaatine varıp, yemek molası verdik. Elbette Konyalı'da tandır.Benim için değil, bebek için yedik elbette. 

Gelmişken Karacakaya Caddesi üzerindekilere de bakalım derken girdik Halıköy'e. Tam karşımda duruyordu halımız. Çantadan çıktı nevresim takımımızın yastığı ve renk uygunluğu kontrol edildi. Tam tuttu. Peki fiyat? E düşündüğümüzün iki misli. O zaman biraz daha gezeriz dedim ben. Anneler pazarlık yapma girişiminde bulundu ama pek mümkün görünmedi bana. Nedense bebek odası halısı istemedim. İleride Ece kendi seçer elbette sevimli ayıcıklı halısını diye düşündüm. Bencilce ama bu benim bebek odamdı. Ben bütün bu düşüncelerin içinde iken şöyle bir cümle duydum annelerden: "Bakın beyefendi, kızımız hamile. Bebeği için yapın bir güzellik de şunu alalım. Pek beğendik. Dolaşmayalım bu sıcakta hamile hamile." Satıcının yüzündeki ifade, sözün bittiği yeri yansıtıyordu. Ne cevap verilir ki şimdi bu yaklaşıma:"Lütfen bu yaptığım indirimi kimseye söylemeyin" diyerek hepimizin yüzünü güldürdü. Biz de sözümüzü tuttuk tabi. O ne zafer edasıydı bizimkisi. Hem istediğimiz renkte, hem de istediğimiz fiyata halı bulduk diye coştuk dönüş yolunda.

İki anne birlikte aldılar Ece'ye halısını. Ece'nin annesi de sayelerinde çok mutlu hala.

Not: Fotoğraftakinden bence daha güzel. Çok uydu odamıza)

Fiyat mı? Söyleyemem ki..söz verdik:)


16 April 2012

Panora Marks&Spencer

Panora Marks&Spencer'da bebek ürünleri üst katta. Üst kata yürüyen merdiven dışında asansör ile ulaşmak mümkün. Mağazaya girişte sağ arkada bulunan asansör ile üst kata, erkek reyonunun içine ulaşıyorsunuz. Çorapların arasından bebek ürünlerine geçiyorsunuz. Sezon ürünlerinde fiyatlar biraz yüksek olsa da zevkli bir koleksiyon sunuyorlar. İndirim döneminde çok daha makul oluyor fiyatlar. 

Ürün değişimlerinde sizi alışverişe zorlamıyorlar ve çek verebiliyorlar. Sadece, 100TL'lik alışverişe 20TL'lik çek veriyoruz gibi promosyonlara dikkat etmeniz gerekiyor. Eğer bu kampanya ile birine hediye almış iseniz ve o da değişime gidecek ise, aldığınız fiyattan geri almayabiliyorlar. Bu konuda oldukça sıkıntı yaşadım. Bir yılbağı promosyonundan aldığımız kazak, yılbaşı sonrası indirime girdiği için kampanyadan kazandığımız çek tutarı düşüldükten sonra geri alındı. Sebebi sorulduğunda aldığımız cevap: Ama şimdi yine indirime girdik, iki kere mi indirimli alacaksınız oldu. E şimdi benim suçum mu Marks&Spencer'ın indirime girmesi. Benim sizde 100TL harcamam var ama siz bana değişimde onu 80TL hesaplıyorsunuz. Olsun diyor yetkili. Yeni alacağınız ürün de indirimli. Yani çok sıkıntı yaşanabiliyor. Ben 20 dakika mücadele edebildim ve elime hiçbir şey geçmedi. Daha sonra uygulamayı değiştirdiklerini ve aradaki fark için çek verdiklerini öğrendim ama bu bana yapılanı değiştirmedi elbette. Yani dikkat.

Bebk arabası ile alışveriş için çok uygun değil reyonlar. Yürüyen merdivene bakan askıdaki kıyafetlere bakmak zor. Bebek ürünleri burada da zor yerde. Bakalım Ece çocuk olunca ne hissedeceğiz.

Panora Bebeğim

Panora Bebeğim mağazası sadece kıyafet satmadığı için oldukça çok tercih ettiğim mağazalardan biri. Ayrıca Ece'yi de her seferinde çok sıcak karşılıyorlar. Buradan Skip Hop sırt çantamı, Ece'nin kilotlu çoraplarını, Chicco 'nun biberonunu, bir de Chicco'nun hırkasını aldık. Araba koltuklarında indirimli fiyatlar uyguluyorlar. Chicco ve Andy Wawa'nın ürünlerini bulabiliyorsunuz. Bebek arabası ile gezinmek çok zor değil. Oyuncakta da Chicco ürünleri ağırlıkta. Lansinoh ürünlerinde sıkça kampanya yakalamak mümkün. 

Baby GAP Panora


Panora'da ve Kentpark'ta var Baby GAP. Bu mağazayı ne zaman gezsem: "Ay ben sadece buradan giydirebilirim Ece'yi." diye düşünürdüm. Ta ki gerçekten alışveriş etmeye çalışana kadar. GAP'in bebek bedenleri biraz sıkıntılı. 6-12 ay aralığında bebek bedenini anlamak mümkün değil. Aldığım elbiseyi göz kararı uygun bulup eve getirdim ve Ece'yi içine yerleştirdik. Tam bir hayal kırıklığı oldu. Elbisenin boyu uzun ama boyun kısmı dar. Kollarının oyukluğu da sınırda. 7 aylık minnoş kızım 12 aylık bebeklerden daha mı büyük şimdi ben bilemedim. Bence Baby GAP'ten bodyler tercih edilebilir. O da indirim döneminde. Penye t-shirt ve bodylerin tasarımları çok şık. 

Sevgili Barış Bulgun, Amerika seyahatinden Ece'ye hediye olarak birkaç body, bir elbise ve bir etek getirmişti. Henüz Ece onların içine girebilecek kadar büyümediği için, yıkama sonrasında ne duruma geldiklerini daha sonra anlatabilirim. 

Elbisemizi gidip kot bir ceket ile değiştireceğiz galiba. Onu da yakında fotoğraflarız. Aslında galiba Baby GAP, erkek giyiminin kız giyiminden daha güzel olduğu tek marka. Hepsi birbirinden şirin. Ben galiba erkek bebeklerin küçük adam gibi giyinmesinden çok hoşlanıyorum. Bu da Baby GAP'te mümkün.

Panora'daki mağazanın girişi bebek arabası ile ilerlemek için oldukça dar. Bir de karşınızda dikilen bebek mankenler var ki girişinizi iyice zorlaştırıyor. Elbette yine bebek ürünleri mağazanın en dibindeki reyonlarda. Değişim yapmak istediğinizde ne yazık ki çek vermiyorlar. Bunu da anlamam bir türlü mümkün olmuyor. 

Tunalı Hilmi Caddesi

O ne zor bir parkur bilemezsin. Tunalı Hilmi Caddesi üzerinde yürümek ciddi bir maharet istiyor. Araban uygun olacak. Sabrın henüz tükenmemiş olacak. Hava ve yol koşulları iyi  bir seyre hazır olacak ki, en son hamileyken görebildiğin Tunalı Hilmi Caddesi'ni bebeğine de gösterebilesin. D&R'ın önünden başlayan yürüyüşümüz, sadece Tunalı Pasajı'nda duraklamak sureti ile Elizinn Pastanesi'nde son bulması 40 dakika sürdü. Tunalı Pasajı içerisinde bulunan CMR bebek mağazasına baktık ama sezon geçişine adapte olamadığımız için alışveriş yapmadı Ece. Yazın hangi bedende olacağını henüz kestiremiyor çünkü annesi. Ama sıcaklar bastırınca mutlaka gelinecek mağazalar arasında yerini aldı CMR. Tunalı Pasajı'na artık film afişi bakmaya değil de bebek mağazası gezmeye girmiş olma fikrini de Elizinn Pastanesi'nde değerlendirdik: Yaşlanıyoruz. (Yoksa Elizinn'e pastane denmiyor mu ki...dedim ya..yaşlanıyoruz.)

Elizinn'in şahane kokuları sokaktan geçenler için çok davetkar ve biz de bu davete icabet edeceğiz ama bebek arabası için uygun bir giriş yok ne yazık ki. Önündeki şaşkınlığımız neyse ki içeriden gelen bir servis elamanının yere eğilip arabanın önünü kaldırması sureti ile gideriliyor ve kendimizi içeride buluyoruz. Yer yok. Üst kata alalım sizi diyorlar. Daha rahat edermişiz. Peki nasıl olacak? Aynı şekilde kaldırırız arabayı diyorlar. Bir olsa iyi, biz iki arabalıyız. İdil ve annesi ile yapmaya çalışıyoruz bu Tunalı turunu. Olsun diyorlar; hallederiz. Arabaların ana kucağı kısmını tekerleklerden ayırıp bebeklerimizi kendimiz çıkartıyoruz üst kata. Arkadan tekerler geliyor. E doğrusu rahat ediyoruz üst katta. Bebekleri de yedirip içirebiliyoruz rahatça. İniş yine aynı şekilde. Tamam tesis arabalı gezmeye uygun değil ama hizmette sınır tanımıyor Elizinn. Memnun ayrılıyoruz.



15 April 2012

Kavanoz mamalar

Sadece anne sütü ile büyürken ek gıdalara geçiş, Ece için biraz sancılı oldu. Anne sütünden yoksun kalacağını düşüdüğünden olsa gerek, yemek savaşları başladı evde. Üstelik yiyeceği sadece 30gr havuç sonrasında 30 gr patates ve nihayetinde 30gr kabak olacak iken Ece ile havuçta takıldık kaldık. Elimde oysa tam bir aylık beslenme reçetesi vardı. Ben ilk üç günde takıldım. Beş buçuk aylıkken yoğurt ve muhallebi ile başladı savaşlarımız. 2 hafta süren çatışmalardan kimi zaman ben, kimi zaman da Ece galip ayrılıyordu. 2.haftanın sonunda hedeflenen miktarlara ulaşamamış olsak da yeteli kiloyu aldığımız için doktorumuz çok tepki vermedi. Yoğurt yedirmek için sulandırmak ve hiç kullanmadığı biberonda içirmek denememi ise gereksiz bularak beni rahatlattı. Bu duruma kedimiz Gırgır da sevindi. Ece'den arta kalan yoğurt hep onun çünkü.

6.ay içerisinde ise  sebzeler ve meyveler ile tanışmaya başladık. Dedim ya ufacık ufacık da olsa olmadı. Ben haşladım başta. Aman evde haşlansın daha sağlıklı olur diye elimde tartı, bir küçük tencere ve bir parmak havuç ile başladım. Kızım taze yesin ben hergün haşlarım ona dedim ki, 3.gün elimde kavanoz ile belirdim karşısında. 3 gün bile aynı kıvamı yakalayamadım aynı havucu püre ederken. Doktorumuz da kavanoz mamalara sıcak baktığını belirttiği için içim şimdi rahat. Sebzeler hala sıkıntı olsa da meyvelerde ilerleme kaydettik. Tahıllarla karışması gereken sebzeler yalnız başlarına bile tüketilmediği için bir sonraki randevumuzda yeni reçetemizi alacağız. 

Kavanoz mamaların en iyi yanı, yanınıza almayı unuttuğunuzda her yerde bulunabilir olması. Açılmamış kavanozları buzdolabında saklamanız da gerekmiyor. Üstelik meyve ve sebzelerin taze oldukları dönemlerde toplanıp şişelendikleri için her mevsim her meyve veya sebzeyi yedirme şansınız oluyor. Seyahatlerde ise büyük kolaylık olacağını düşünüyorum. Henüz tecrübe etmedik ama yakında onu da yazarım. 
Haziran 2012
Ece şu anda 9 aylık ve kavanoz serisine yenilerini ekledik. Hala hepsinden oldukça memnun. Üstelik seyahate de gittik ve iyi ki yanımızda taşımışız dedik. Bkz.