28 October 2016

Mini Alışverişkolik 5 Yaşında, 14 Eylül 2016


Belki de işte sadece tek bir kare gülen yüzlerle dolu bu fotoğraf için her şey...


Bugün Ece artık 5 yaşında..

14 Eylül doğumlu Ece. Yazın sonu, okulların açılmasının hemen öncesi yani. İki yıldır da tam bayramın ortası 14 Eylül. Sorun değil diyorum, bir hafta sonra yaparız. Öyle olmuyor. Mete'nin dart milli takımı ile yurt dışına gideceği belli oluyor ve biz mecburen bayramın son günü ve okulların açılmasından bir gün önce olan 18 Eylül Pazar gününü tercih ediyoruz. Tatil dönüşünde olanları, okul hazırlığı içinde olanları biliyorum ama yapacak bir şey yok. Daha fazla erteleyemem. Ekim ayı, dışarıda bir aktivite yapmak için soğuk olur. 

Anneannem bu yıl çok sık sağlık sıkıntısı yaşadı. Bir an oldu, bizden vazgeçti...Biz ondan vazgeçmedik elbette..Aile olmanın en güzel yönlerini hissederek bağlandık birbirimize...Onu da süresini bilmek istemediğimiz kadarlığına aramızda tuttuk...Kulağına fısıldadım: Dur anneanne..sensiz olmaz ki Ece'nin doğum günü..Önümüzde kutlanacak daha nice güzel günler var..Nereye? Güldü... Sonrasında yemeyi reddettiği meyveyi birkaç lokmacık da olsa tüketti. O gün alana ilk gelen oydu...Onsuz olmazdı...Beni de yalnız bırakmadı. Şanslıyım.

Bir kısmını zaten çok net hatırlamakla birlikte, bir kısmını da fotoğraflardan kazımışım beynime ve hatıralarıma. Annem ve babam bana hep güzel doğum günü kutlamaları yapmıştır hep. Evde yapılmış yiyecekler ve yine ev yapımı lezzetli ve güzel pasta mutlaka olurdu. Hep kalabalıktık diye hatırlıyorum. 5 yıldır da Ece'nin doğum günü organizasyonuna annem aynı özenle hazırlanıyor. En az 150 adet dolmalık biber dolduruyor; mini minnacık olanlardan. Çerkez tavuğu yapıyor kilolarca; en lezzetlisinden. Onsuz olmaz...Şanslıyım.

İnsan seviyorum. Beni ben gibi kabul edenleri, etmeyip kabul edenleri, biraz da tahammül edenleri. İşte yukarıdaki fotoğraf bu insanlarla dolu. Onlarsız olmazdı. Şanslıyım. 

Elbette ki aylar öncesinden başladı hazırlığım. Galiba Mart ayında geldi etek siparişim. Tamam abartmış gibi duruyorum ama bu da benim eğlencem galiba. Etek ile konsept renklerimizi belirlemiş olduk. Lila, pembe, fuşya. Aylarca girdiğim her dükkanda gözlerim sadece bu renkleri seçti. Hazırlık için kullanacağım malzemeleri artık ezbere biliyorum zaten. Süslemeler için tercih ettiğim kağıt fenerleri ve balonları www.aliexpress.com web sitesinden aldım. Türkiye'de fiyatlar makul değil çünkü. 31 tane kullanmışım. Aynı renklerden kurdeleleri de toptancıdan aldım. Her yerde elbette bulunuyor ama toptancılar gerçekten ucuz oluyor. Hem oraları gezmek de çok zevkli. 8 tane masa örtüsü seçtim. Onlar da Nişantaşı pazarı'ndan. www.kullanaatmarket.com plastik tabak, çatal, bıçak ve kaşıklar için tercihim. Kağıt bardaklar Kipa'dan. Masa eteği için tülleri Euro Flora isimli mağazadan aldım. Yiyecek servisinde kullandığım plastik kapaklı servis kaplarını çeşitli züccaciye dükkanlarından gördükçe topladım. Bu dönemde A101, Bim, Migros ve Beğendik mağazalarında gezerken sürekli gözüm açıktı elbette. Oralarda dönem dönem uygun fiyatlı seçenekler olabiliyor. Masaların üzerinde kullandığım küçük kova ve kaseleri buralardan topladım. 

Bunların hepsini yapmak benim için hem çok zevkli hem de çok kolaydı. İşin en zor kısmı piknik alanını hazırlamaktaydı. Bir gün önce tatilden gelen Seçil, yine sabah 08:30 itibari ile yanımdaydı. Bu yıl bir yardım teklifi de Tolga Üstündağ'dan geldi. Geri çeviremedim, tek başıma üstesinden gelemeyeceğimi biliyordum. Hazırlık 2 saatten fazla sürdü. Kağıt fenerlerin tek tek açılması ve kağıtların hassas oluşu vakit kaybettirdi. Mete de ekibe eklendi ve 11.00 itibari ile hazırdık. Gidip Ece'yi giydirdim ve misafirlerimizi davet ettiğimiz saat olan 11:30'da hepimiz hazırdık. Sevgili Seçil ve Tolga olmasaydı ne yapardık bilemiyorum tabi ki. Ha bir de parkı temizleyen işçiler...Masaları onlar taşıdılar. Hem güler yüzlü hem de kibarlardı bu yıl yine. 

Gelecek yıl mı? Kim bilir? Dilerim yine herkesle bir araya gelebilecek şansımız ve her şeyden önemlisi sağlığımız olur. 

Sevgili Ece,

Hayatta sana bırakabileceğim en kalıcı hediye "an" ve "anılar" diye hissediyorum. Fotoğraflar benim sana doğum günü hediyem. Anıları saklamanın bir yolu..

İyi ki varsın ve beni de var ediyorsun..