25 June 2012

Ahlatlıbel Spor ve Dinlenme Tesisleri

Güzel bir Haziran günü büyükannesi arıyor bizi. Kuzenim Seda piknik hazırlığı içine girmiş ve bizi de davet ediyorlar. Olmaz mı. Elbette olur. Hem de şahane olur diyoruz ve bir Cuma sabahı 10:30'da Ahlatlıbel'in yolunu tutuyoruz. Vardığımızda Seda'nın şahane sofrası ile karşılaşıyoruz. Ece ile ben ancak kendimizi toplayıp gelebilmişken, Seda tüm hazırlıkları eksiksiz tamamlamış. Ece'nin büyük yengesi, büyük dayısı ve büyük annesi ile annesinin kuzeni Seda ve onun sevimli oğlu Arda ile ailemizin yeni üyesi olarak saydığımız ve büyük annenin bakımında bize yardımcı olan Nana var piknik ekibimizde. 

Kahvaltı sofrası hazır bizi bekliyor. Termosta çay, poğaçalar, peynirler, zeytinler... Herşey çok detaylı düşünülmüş. 
Kahvaltı sonrası Arda'nın enerjisi oldukça yüksek olduğu için önce uçurtma uçurma aktivitesi deneniyor. Kuyruk uzun mu rüzgar ters yönde mi derken uçuşa müdahale ederek uçurtmayı yerden kaldırmayı başaran Arda'nın dedesinin, kendisini yerde bulması ile sonlanıyor bu eğlence. Yok yok. Birşey olmuyor kendisine. 
Türk kahvesini (bir tek onu ben getirdim:)) çekirdek çitleme takip ediyor geleneksel olarak. Ardından öğlen yemeği. Yine Seda'nın mutfağından lezzetler şahane. Üzerine Nana'nın imalatı  tatlı ve yine çay. 

Elbette üzerimizdeki ağırlığı atmak için rüzgara nazır güzel bir uyku.
Ece'nin ve Arda'nın keyfi yerinde. Burası çocuklar için oldukça güzel bir alan. Etrafımız zaten kreşlerin minibüslerle getirdiği çocuklar ile doldu. Çeşitli oyunlar oynuyorlar, yemek yiyorlar, şarkılar söylüyorlar. En az 4-5 grup var etrafımızda. "El ele tutuşalım, halkaya karışalım. El ele tutuşalım, halkaya karışalım. .." Tekrar tekrar...

Akşamüstü çayından önce biraz daha oyun elbette. Ece de Nana'nın yardımı ile yürüme alıştırmaları yapıyor.
Bu kadar ye iç nereye kadar? Tuvalete kadar elbette. Biraz uzakça tuvaletler piknik alanına. O koca alan için bence biraz da yetersiz. Oturmaktan yorgun düşmüş olduğumuz için biraz da üşengeçlik var. Tuvaletler dışarıdan yiyecek getirmenize izin verilen alana uzak olsa da Kamelyalarla düzenlenmiş oturma alanına yakın. Orada tost ve gözleme çeşitlerini bulabileceğiniz bir büfe var. Dilerseniz oradan içeceğinizi alıp, Eymir gölü'ne nazır oturabilir ve manzaranın tadını çıkartabilirsiniz. Çankaya Belediyesi'ne ait tesisler ise restoran hizmeti veriyor. 130 kişi kapasiteli bu alanı da yemek için tercih edebilirsiniz.
 
Ece uyuduğu için Seda'ya emanet bıraktık onu. Ama gelseymiş bizimle sorun da olmazmış. Yürüyüş yolu bebek arabası için oldukça uygun. Döndüğümüzde Ece'yi neşe içinde uyanmış buluyoruz. Ece yemeğini kuşlara nazır gülerek yiyor, elinde Arda'nın hediye ettiği çıngırağı ile. Elbette çayımızı yanında kek ile içiyoruz. Dedim ya, herşeyi düşünmüş Seda. 
 
Nefis bir gün oluyor. Bebek ile, çocuk ile, sevgili ile, koca ile veya yanlız...her şekilde gelinebilir Ahlatlıbel'e güzel bir gün için. Bakımlı bir park burası. Çimleri güzel, ağaçları güzel. 

Bir sonraki piknik için evsahipliği yapmaya Ece ile aday oluyoruz. Bakalım biz ne kadar becerebileceğiz.... 

No comments:

Post a Comment