29 September 2019

Ece Özdemirci 8 Yaşında, 14 Eylül 2019


Ece Özdemirci 8 Yaşında, 14 Eylül 2019


Ben bu yıl mucizelere inanmaya başladım galiba Ececiğim. Bak bu yukarıda gördüğün fotoğrafta bir mucize saklı. Nerede mi? Etrafımızdaki güzel insanların, içten gülüşlerinde. 

Doğum günü ailece kutlanır değil mi? Zaten biz de öyle kutluyoruz. İşte sana geniş ailen Ececiğim. Hem de en güzelinden, seçilmişinden. 

Bu yıl 3. sınıfa başladın minişim. Henüz bir hafta oldu ki sen şimdiden alıştın. Yeniliklere çabuk  adapte oluyorsun . Ne şanslısın ki bu konuda bana hiç benzemiyorsun. 1.ve 2. sınıfı birlikte okuduğunuz sınıflar dağıtıldı ve bu nedenle arkadaşlarından ayrıldın, yeni bir sınıfa geçtin. Okulunun yeni binasında bir sınıfın var. Geçen yıl yapılmıştı ve sen orada olmayı çok istemiştin. Galiba kendini büyümüş hissediyorsun. Bina değiştirme fikri sana iyi geldi. Yeni öğretmenlerin ile tanışma günüydü, doğum günü kutlamandan bir gün öncesi. Hepsi güler yüzlü, alanlarında yetkin oldukları apaçık ortada olan pozitif eğitimciler. Çok şanslısın çok. 

Bu yıl neler mi oldu hayatımızda? Bu yıl da bir eksildik Ececiğim. Kara kedimiz, Kettle aramızdan ayrıldı bu yıl. Çok zorlandık kabullenmekte. Şimdi evimiz çok eksik aslında. Uzun süre kapıyı her açtığımda beni karşılayan içten bakışlar bekledim. Sen de çok sorguladın her şeyi; hayatı, hastalıkları, ölümü, ölümün ne zaman yaşanacağını. Emin ol ben de seninle birlikte sorguladım. Üzerinde çok konuştuk. Paylaştıkça acımızı, azalttık. Yine yalnız değildik, dostlarımız koşarak geldiler yanımıza. Onlarla da ağladık. Henüz yeni patili çocuklarımız olmadı. Bakalım ailemiz ne zaman tekrar genişleyecek. 

Sen yine çok aktiftin bu yıl . Bale ve dans kursuna başladın. Oldukça düzenli olarak ve severek bir dönemi bitirdin. Hem de çok başarılı bir yıl sonu gösterisi ile. Okul korosunda yer aldın ve her hafta, haftada bir gün, okul sonrası çalışmalara kalarak hem 23 Nisan'da okulunda gerçekleşen kutlamalarda hem de yine etkileyici bir yıl sonu konserinde yer aldın. Korolar arasında yapılan şenlik kapsamında CSO'da sahneye çıktın. Sen bunun ne kadar anlamlı bir an olduğunu belki bu yıl anlayamadın ama biz çok heyecanlandık. Okulunla, koro arkadaşlarınla ve tabi ki seninle çok gurur duyduk. Aralık ayında piyano dersi almaya başladın. Mayıs ayında okulda gerçekleşen kütüphane konserinde ilk parçanı çaldın. Sorma gitsin bizim gururumuzu...

Bu yıl da düzenli olarak hafta sonu bir geceni anneanne ve dedenin evinde, bir geceni de babaanne ve dedenin evinde geçirdin. Onlarla yaşadıkların çok kıymetli anlar. Bunu da ileride çok daha iyi anlayacaksın. Onlardan öğrendiklerini, onların sana hissettirdiklerini başka hiçbir yerde yakalaman mümkün değil, buna emmin ol. 

Havaların güzelleşmeye başlaması ile birlikte her hafta sonunu bir açık hava aktivitesi ile geçirmeye çalıştık. Piknik alanları, parklar, hiç olmadı ise apartman arkadaşların ile apartman önü oyunlar ile günü geceye bağlamalar. Bu yıl yine apartman arkadaşların ile iki gün boyunca gelirini Lösev'e bağışlamak üzere sitenin girişinde satış yaptınız. Bizler de sizin bu çabanız ile gerçekten çok gurur duyduk ve içten bir şekilde destekledik. 

Gelelim doğum gününe. Artık annen 7 yıllık tecrübesi ile her yıl daha da kolay üstesinden gelir oldu bu organizasyonunun...derken sen: " Bu yılın rengi siyah olsun, bir de kedili olsun" dedin. Park siyahla süslenir mi Ece? Siyah elbise mi giyeceksin bu yaşta, hem de parka? Biraz yardımcı olsan? Peki dedin. Gümüş ve pembe de olsun...

O şekilde belirledikten sonra rutin tedarikler başladı. Kullan at servisler, süslemeler, yeni masa örtüleri. Yiyecek listesinin geçen yıllardan farklı olmasına çalışmaca çok başarılı olmadı sanırım. Sevilenler yine yapıldı. Yine yakın dostlardan destek alındı. Anneanneden dolmalar, mercimekli köfteler eksik olmadı. Seda (İmgel) Teyzen ve Şeyda (Tuncer) Teyzen yine lezzetli salatalar yaptılar. Seçil ve Toros cupcake'lerini yaptılar. Ece (Bayazıt) Ablan patili kurabiyeler yaptı senin için. Üst komşumuz Aylin (Uyan) Teyzen tatlı kurabiyeler yaptı. Hafta içinde yaptığım hazırlıklar sırasında Şeyda (Tuncer) Teyzen, Bilge (Düşünceli) Ablan, Güler (Arık) Ablan ve Veli (Han) Abin vardı yanımda. Elbetteki organizasyon sabahında Bilge Ablan ve ben, saat 07:15'te Lozan Park'taydık.  Tolga (Üstündağ) Abin her zamanki gibi erkenden gelerek beni yalnız bırakmadı. Seçil (Toros) Teyzen bu güne kadar hiç eksik olmadı ki zaten. 08:30'da, tam da planlandığı gibi, kiraladığımız masalar, sandalyeler ve çay ocağı da geldi. Tarkan (Ariç) Abin ve Gaye (Ariç) Ablana Ferda (Yetişer) Ablan,ardından Veli (Han) Abin de eklenince benim için her şey yoluna girmişti. Herkes bir işin ucundan tuttu ve inanılmaz bir hızla hazırlandık. Onlarsız olmazmış. Baban iş bölümümüz gereği 10:00'a doğru sıcak simitler, demlenip termoslara doldurulmuş çaylar ve soğuk içeceklerle geldi. Hazırlıkları ona devredip hazırlanmak üzere eve gittiğimde inanılmaz bir rahatlık vardı üzerimde. Yalnız olmadığımı bilmekten kaynaklanan. Defalarca varlıklarına şükrettiğim insanlar var hayatımızda Ece. Şüphesiz bu bir mucize...

Parka döndüğümde ilk misafirlerimizin dayım (Ümit Altuncu), yengem (Yurdanur Altuncu) ve annesi (Yüksel Özaydın) ile kuzenim (Seda İmgel) olması elbette hiç şaşırtıcı sayılmaz değil mi? Bu her şeyin iyi başladığının işareti. Sonrasında anneannen (Ümran Bora) ve deden (Mehmet Emin Bora) ile sen geldin. Gözlerin ışıl ışıl. Gamzen belirecek kadar kocaman ve içten gülümsemenle bana koştun ve kulağıma: "Her şey için teşekkür ederim. İyi ki benim annemsin" dedin. Ve ben bittim...Şüphesiz bu bir mucize...

Babaannen (Zennure Özdemirci) ve deden (Bilada Özdemirci), yazlıklarını erkenden kapatarak senin yanında olmak üzere sana sürpriz yaptılar bu yıl da. Uçarak koştun kucaklarına. Bu yıl yengen (Olça Bora), Antalya'daki temsili nedeniyle yanımızda olamadı. Aynı şekilde amcan (Ata Özdemirci), yengen (Şebnem Özdemirci) ve kuzenin (Selim Ege Özdemirci)'de İstanbul'da oldukları için yanımızda olamadılar. Umarım gelecek yıl hep birlikte olabiliriz diyerek iç geçirdik. 

Her gelen misafirimize gerektiği gibi hoş geldiniz dedin, arkadaşlarını mutlulukla karşıladın. Annenin ısrarlı fotoğraf taleplerini de mümkün olduğunca kırmadın, sabır gösterdin. 11:30'dan 18:30'a kadar sürdü doğum günün ve sen hiç oturmadın galiba. Ece ve Acar Bayazıt'ın sana hediyesi olan sihirbaz gösterisi dışında. Çok bilmiş seni ve cin gibi arkadaşlarını etkilemekte zorluk çekse de sihirbazımız, güzel bir anı bıraktı bizlere. "Biz sizin yaşınızdayken bunlara aklımız ermezdi ve çok etkilenirdik Ececiğim" dedik sana. Sermet Erkin'i anarak seyreden biz büyükler, sizlerden daha dikkatli izlemiş olabilir gösteriyi :) 

Neler mi ikram ettik: Çerkez Tavuğu, Mercimek Köftesi, Meksika Fasulyeli Salata, Buğday Salatası, Kısır, 3 Renkli Patates Salatası, 2 Renkli Makarna Salatası, Zeytinyağlı Biber Dolma, Tuzlu ve Tatlı kurabiyeler, Şeker hamurlu patili kurabiyeler, Patatesli ve Peynirli Börek, Kemalpaşa Tatlısı, Aşure, Simit ve poğaça.

İyi ki doğdun diyerek ve ardından da yine senin için, sözlerini artık senin de  bilip söylediğin, Cem Karaca'dan "Bu son olsun" parçasını dinleyerek pastanı kestik. (Şeker hamurlu pasta tercih etmediğimiz için üzerindeki kediyi Ece Ablanla evde yapmıştık. Hatta evde unuttuğum için Ece Ablan üşenmeden uçarak evden alıp geldi:).

Aslında yazılacak çok şey var sana ama kısaca, iyi ki doğdun Ece.. İyi ki bize doğdun...Seni seviyoruz...

 
 29 Eylül 2019, Ankara

No comments:

Post a Comment