01 December 2015

Zor sorular başladı - Ölüm kavramı





- Anne ölmek istemiyorum. Ölüm kötü.

- Nereden çıktı Ece'cim bu şimdi. (Tanrım nasıl çıkacağım ben bu işin içinden )

- Bilmiyorum işte, durup durup aklıma ölüm geliyor.

- Bu konuyu konuşalım ister misin? (Benim de bazen geliyor ama...bence konuşmamız çok şart değil..)

- Evet isterim

- Peki  (Tüh) Ne geliyor aklına?

- Ölüm olmasın

(Haklısın) Ama olmaz ki Ece'cim, biliyorsun ağaçların yaprakları sararıyor, dökülüyor, sonra yerine yine güzel yapraklar geliyor (Nereye vardıracaksam konuyu. Keşke hazırlıklı olsaydım. Belki birazdan vazgeçer...Dur buldum galiba.) Hem zaten senin ölümü düşünmene gerek yok minnoşum. Çok yaşlılar ölebilir, bazen de çok ağır hasta olanlar...(Bekleyelim ve görelim..)

- Ama sen de yaşlısın..

-Iıııı!!! ( Yaparsan çocuğu 36 yaşında böyle olur..ne bekliyordun ki) Yok Ece'cim, benden de yaşlılar...

- Dedelerim anneannem, babaannem de senden yaşlı.. Ben onların da ölmesini istemiyorum

- (İstememek ne kelime ben düşünmüyorum, ihtimal vermiyorum..aklıma getirmemeye çalışıyorum... yok olmadı... böyle diyemem...) Yok Ece'cim onlardan da yaşlılar..

- Büyükannem de ölsün istemiyorum

(Ölmek istiyorum..neden hazırlıksızım...neyse bu sorudan da sıyrılırsam daha yaşlı birini bulma ihtimali kalmıyor..) Ece'cim büyükannen gayet sağlıklı...sen niçin bunları düşünüyorsun.. Biz hepimiz çok sağlıklıyız..Kendimize iyi bakıyoruz, iyi yemekler yiyoruz.. (Acaba aradan yemek yemenin önemini de pekiştirsem mi ki? Yok onu başka bir yere saklayayım.. ) Sen bunu düşünüp üzülme minişim. 

-Tamam

-(Tamam mı? Atlattım mı? Bitti mi, yarım mı kaldı? Ya yarım ve ortada bırakmışsam? Dur bağlayayım...) Ece'cim ne zaman istersen bunu yine konuşabiliriz ve istersen bu konuyu okulda öğretmeninle ve danışmanın ile de konuşabilirsin.

-Tamam

-Ne seyredelim? Şöyle eğlenceli bir şeyler bulalım mı? 

-Tamam

-(Değil aslında tamam..ne yapacağım şimdi?)

Konuşmamızdan beri düşünüyorum. Evet ben de ölümü düşünüyorum. Ertelemeden, geçiştirmeden...Epeydir gelmiyordu aklıma...Galiba Ece'nin doğumundan beri...Sanki hayata sıfırdan başlamışım, önümde uzun bir ömür var gibi...Belki zaman zaman, sadece uçağa binerken (bu da yeni çıktı), Ece'yi bir daha göremez isem korkusu ile... Elbette ben de korkuyorum: Sevdiklerimi kaybetmekten, onlarsız kalmaktan, onları bensiz bırakmaktan... hastalıklardan...kazalardan..haberlerden.. ülkemin geldiği durumdan.. gelecekten.. ne gelip ne gelmeyeceğini bilememekten...

Bazen sadece fikirlerimin bile üstesinden gelmeyi bu yaşımda beceremeyen ben, nasıl olacak da 4 yaşındaki kızıma cevaplar hazırlayacağım. Ölüm öğretilebilir bir kavram mı? Gerek var mı? Yoksa bazı şeyler yaşanarak mı öğrenilir? Ya da birisi ölüm fikrine hazırlanabilir mi? Ben hazır mıyım ki? 

En iyisi Ece'nin okul güncesine bir not düşeyim : Sevgili Öğretmenimiz, Ece ölümü düşündüğünü söyledi ve ben (tüm beceriksizliğimle köşeye sıkıştım, resmen çuvalladım) dilerse konuyu sizinle ve rehber öğretmeni ile konuşabileceğini belirttim (eşsiz bilgi birikiminize inanarak topu size attım, sıyrıldım). Veli görüşmesinde detayları konuşuruz (Fırça yemeye hazırım) Saygılarımla, Pınar Özdemirci (Saygılarımla, herhangi bir anne)

Karar veremedim..ben de ölümü düşüneyim mi? Yoksa yine biraz erteleyeyim mi?

- Hangi kanalı seyredelim Ece'cim? 

-Disney







No comments:

Post a Comment